Psikoterapi ile ilgili yanlış inanışlar MİTler
-
Bir seans ile bütün sorunlarım çözülecek, anlatıp rahatlayınca her şey düzelecek.
Böyle bir beklenti ile, sorunların küçümsendiği ya da tek bir seansa çok fazla belirti bağlandığı durumlarda karşılaşılır. Ne yazık ki böyle bir beklenti ne ilaç tedavisi ile ne de psikoterapinin herhangi bir yöntemi ile karşılanamaz. Psikolojik ve psikiyatrik tedaviler en az birkaç seans sürer. Hızlı yanıt beklemek, bir görüşme ile iyileşmeyi ummak, hayal kırıklığı ile sonuçlanacaktır. Çünkü ne yazık ki hem dışımızdaki dünya hem de içimizdeki dünya yavaş yavaş değişir. İlgi, istek, yatırım ve sabır gerekir.
-
Psikoterapi ile hiçbir şey değişmez, konuşma ile hiçbir şey çözülmez.
Yukarıdaki yoğun beklentilerin karşı tarafında umutsuzluk, psikoterapiyi ve içsel değişimin gücünü, olanaklarını değersizleştirme ve küçük görme vardır. Çökkün ve umutsuz kişiler ya da her şeyi kendi yapabileceklerine inanan kendini beğenmiş, yardım alamayan kişilikler, psikoterapi ya da bir psikoterapistten yardım almayı önemsiz ve değersiz bulabilir. Psikoterapide amaç konulara ve yaşama odaklanarak kişinin dış dünyadaki sorunlarına çözümler bulabilmesini desteklemek, bir yandan da kişinin iç dünyasını anlayabilmesine ve normal gelişimi engelleyen yüklerinden kurtulmasına yardımcı olmaktır.
-
Gideyim de bir hipnoz yapıp sorunlu anılarımı, sıkıntılarımı bulup değiştirsinler, rahatlayıp çıkayım.
Gideyim de hocalar/üfürükçüler sihirli bir değnek değdirsin ve hemen her şey çözülsün.
100bin telkin veya tekrarlayan hareket yapayım tüm dertlerim bitsin.
Anlamsız ve bilimden uzak çalışma yapan tüm yöntemler ile hemen hızlıca iyi olayım ben hiç bir şey yapmayayım hemencecik iyi olayım.
Pasif kalmak, terapiye katılmak istemeyen kişiler her şeyi terapistin yapmasını isterler. Terapiyi mekanik bir işmiş gibi görenler ise sanki iç dünyalarındaki bozuk bir parçanın yada unutmak istedikleri kötü bir anının hipnoz ile veya diğer anlamsız yöntemler ile değiştirilebileceğine ve böylelikle iyileşebileceklerine inanırlar. Kişinin pasifliği içselleştirme süreçlerini ketler ve fayda görmesini engeller. Kişi ne kadar aktifse ve işbirliği içinde ise iyileşme o kadar kaliteli ve kalıcı olacaktır.
-
Psikoterapi ile %100 iyileşme garantisi vardır.
Psikoterapi sürecinin başarıyla ve iyileşme ile bitmesinde etkili olan birçok bilinçli ve bilinçdışı faktör vardır. Hiç kimse size %100 iyileştirme sözü ve süre (3 seansta tamamıyla iyileşeceksiniz.) garantisi veremez. Böyle iddialı sözlerle ve vaatlerle karşılaşırsanız hemen bunlara inanmak yerine daha da dikkatli ve sorgulayıcı yaklaşın. Böyle sözler ve vaatler, terapistin kendisini her şeyi yapabilir, iyileştirebilir gördüğü durumlarda ortaya çıkar.
-
“Ben her hastalığı tedavi ederim. Benim yöntemim her soruna çare olur.”
Psikoterapistin böyle bir yaklaşım sergilemesi yukarıda yazılanlar ile bağlantılıdır. Durumlara, hastalıklara uygun psikoterapi biçimleri vardır. Bir terapist birden fazla yöntemi kullanabilir. Ama bir terapist her hastayı, her hastalığı iyileştiremez, her terapi yöntemini kullanamaz. Bazı durumlarda sizi başka psikoterapistlere yönlendirebileceğini unutmayın.